Naringin asilhidrazon türevlerinin sentezi, in vitro antioksidan aktivitesi ve sitotoksisitesi
Flavonoidler, bitkiler aleminde yaygın olarak bulunan ve insan sağlığı için oldukça faydalı olan antibakteriyel, antioksidan, bağışıklık düzenleyici, kemopreventif ve antikanser özelliklere sahip bir doğal benzo - γ - piranon türevleri sınıfıdır. Bir dihidroflavonoid bileşiği olan naringin de antibakteriyel, anti-tümör ve antioksidan özellikler gibi biyolojik aktivitelere sahiptir. Tutunchi ve Filippin, naringinin COVID-19 ile mücadelede uygulanabilirlik mekanizmasını araştırmıştır. Naringin, Wistar sıçanlarında kadmiyum kaynaklı ve arsenik kaynaklı oksidatif stres kaynaklı karaciğer hasarını daha etkili bir şekilde tedavi etmek için Vc ve Ve ile kombinasyon halinde kullanılabilir. Bununla birlikte, naringinin kendisinin zayıf lipid ve suda çözünürlüğü nedeniyle biyoyararlanımı yüksek değildir. Bu nedenle, naringinin modifikasyon araştırması hayatın her kesiminden yaygın ilgi görmüştür.
Naringinin 7. ve 4. pozisyonlarındaki fenolik hidroksil gruplarının yanı sıra 4. pozisyonundaki karbonil grubu nispeten aktiftir. Bu nedenle, naringinin yapısı, suda çözünürlüğünü artırmak ve böylece biyoyararlanımını artırmak için kimyasal reaksiyonlar yoluyla değiştirilebilir. Literatür raporlarına göre, hidrazid bileşikleri iyi antioksidan aktiviteye, antibakteriyel aktiviteye, antikanser aktiviteye vb. sahiptir. Bununla birlikte, hidrazit içindeki amino gruplarının etkisi nedeniyle, organizmalar için belirli toksisiteye sahiptirler. Bu nedenle, hidrazon elde etmek için hidrazidin modifiye edilmesi, hidrazidin toksisitesini iyileştirmek için etkili bir araçtır. Asil hidrazon bileşikleri ayrıca iyi antibakteriyel, antioksidan ve anti proliferatif özelliklere sahiptir. Bu nedenle, yapı-aktivite ilişkileri ve naringin modifikasyonu üzerine mevcut araştırmalara dayanarak, bu makale, hem biyolojik aktiviteye hem de hidrazid yapısının azaltılmış toksisitesine sahip naringin türevleri elde etmeyi umarak, bir asilhidrazon oluşturmak için 4. pozisyonda bir hidrazid grubu getirmektedir. Elde edilen türevler üzerinde HEK293 hücreleri üzerinde in vitro antioksidan aktivite ve sitotoksisite deneyleri gerçekleştirilerek yüksek antioksidan aktivite ve düşük toksisiteye sahip maddeler taranacak, daha fazla geliştirme ve kullanım için referans sağlanacaktır.
Bu deneyde, 12'si literatürde bildirilmemiş olan 13 naringin asilhidrazon türevi mikrodalga destekli yöntemler kullanılarak sentezlenmiştir. Sentezlenen 13 türevin in vitro antioksidan aktivitesi ABTS, FRAP ve DPPH yöntemleri ile belirlenmiştir. Elde edilen türevlerin antioksidan aktivitesi naringininkinden daha güçlüdür. Ayrıca, sekiz türev b, e, g, i, j, k, l ve m'nin antioksidan aktivitesi özellikle önemlidir ve g, i, j, k, l ve m türevlerinin antioksidan aktivitesi BHT ile karşılaştırılabilir, bu da reaksiyon yoluyla naringinin 4-pozisyonlu karboniline asilhidrazon gruplarının eklenmesinin ana bileşiğin antioksidan aktivitesini etkili bir şekilde artırabileceğini gösterir. Türevlerin antioksidan aktivitesi üzerinde bir yapı-aktivite ilişkisi analizi yapılmış ve R grubu elektron çeken bir grup olduğunda, türevlerin yük yoğunluğunun dağıldığı ve reaksiyondan elde edilen serbest radikal ara ürünlerinin stabilitesinin arttığı ve bunun da naringinin kendisinden daha güçlü antioksidan aktivite ile sonuçlandığı gösterilmiştir. Yüksek derecede aktif 8 türevin HEK293 hücrelerinin hayatta kalma oranı üzerindeki etkisinin sonuçları, e ve m hariç, diğer türevlerin 0-25 μ mol/L konsantrasyon aralığında HEK293 için toksik olmadığını göstermiştir. J türevinin hücreler için toksik olmayan konsantrasyon aralığı 0-100 μ mol/L iken, g ve k türevlerinin tespit sonuçları 0-50 μ mol/L konsantrasyon aralığında çok sayıda hücrenin hala hayatta kaldığını göstermektedir. Bununla birlikte, elde edilen türevlerin sitotoksisitesi naringinden daha güçlüdür, bu da antioksidan aktiviteyi artırmak için asilhidrazon grupları eklenirken, bileşiğin sitotoksisitesinin de farklı seviyelerde arttığını gösterir. Bu, çeşitli türevlerin sonraki çalışmalarında katkı maddelerinin dozajı için bir referans temeli sağlar. Bu nedenle, ilk taramadan sonra, g, j ve k türevleri iyi antioksidan aktiviteye ve düşük sitotoksisiteye sahiptir. Bunlar arasında j türevi hem güçlü antioksidan aktiviteye hem de düşük sitotoksisiteye sahiptir ve belirli uygulama beklentilerine sahiptir. Bu, daha fazla geliştirme ve araştırma için bir temel sağlar. Bu 13 türevin antioksidan aktivitesinin yapı-aktivite ilişkisi analizi, gelecekteki sentetik tasarım için yön sağlamaktadır.